Büyük Sıçrama Blog

Cemal Cem Işık Söyleşisi

“Türkiye’nin 81 iline yayılmış olan tek teknoloji marketiyiz. Bu kanalda da öncülüğümüz devam etmektedir. Nitekim birçok öncülüklere imza atan firmamız 2012 yılında Dünya Perakende Ödülleri’nde Paris’te, Girişen Pazarlar kategorisinde ödül almış ve ilk defa ülkemize getirmiştir. Hemen ardından gene aynı ödüllerde aslında, 2014′te de çok ciddi bir performans sergilenmiş ve Omni Channel konusunda çok ciddi rakiplerle yarışılarak finale kalınmıştır. Bunun yanı sıra 2014′te de Orta ve Doğu Avrupa’da Euro Money tarafından en iyi yönetilen şirket olarak Teknosa Türkiye için bir gurur kaynağı haline gelmiştir.”

Firmanızın 2000′li yıllardaki gelişim öyküsü, nasıl ortaya çıktı, hangi stratejilerle gelişti, nasıl büyüdü, dünya devleriyle nasıl rekabetten sağ çıktı ve lider oldu? Yani bunun öyküsünü bize anlatır mısınız?

2000 yılında kurulmuş olan firmamızın asıl amacı ve tüm amacı aslında dünya standartlarında organize bir perakende zinciri ile müşterilerimizi buluşturmaktı. Ve nitekim felsefesini ilk günden itibaren “herkes için teknoloji” olarak belirledi. Teknosa’nın 2000′lerden itibaren 2001 krizine rağmen, yaptığı yatırımlarla, mağaza için yaptığı yatırımlarla, bilgi sistemleri için yaptığı, insana yaptığı yatırımlarla büyüyen performansı rekabetin de global firmaların da fazlasıyla ilgisini çekti. Dolayısıyla rekabet 2000′li yılların ortalarından itibaren ülkeye gelmeye başladı. Tabii firma olarak müşterilerimize vermiş olduğumuz önem ve onları odağımıza almış olmamız ve tüm hizmet anlayışımızı müşterilerimize göre düzenliyor olmamız bizim bence lider olarak kalmamızdaki en büyük etken.

Türkiye’nin 81 iline yayılmış olan tek teknoloji marketiyiz. Bu kanalda da öncülüğümüz devam etmektedir. Nitekim birçok öncülüğe imza atan firmamız 2012 yılında Dünya Perakende Ödülleri’nde Paris’te, Girişen Pazarlar kategorisinde ödül almış ve ilk defa ülkemize getirmiştir. Hemen ardından gene aynı ödüllerde aslında, 2014′te de çok ciddi bir performans sergilenmiş ve Omni Channel konusunda çok ciddi rakiplerle yarışılarak finale kalınmıştır. Bunun yanı sıra 2014′te de Orta ve Doğu Avrupa’da Euro Money tarafından en iyi yönetilen şirket olarak Teknosa Türkiye için bir gurur kaynağı haline gelmiştir.

Firma olarak müşterilerimize verdiğimiz önem ve onları odağımıza almamız, onları dinlememiz ve onların istediği yönde hareket etmemiz, aslında bizi hakikaten bu global firmalarla rekabet konusunda çok güçlü kıldı.

Ve günümüze kadar en başından itibaren lider olarak kalmayı başardık. Tabi burada özellikle Teknosa’nın yeniliklere öncülük etmesi, Türkiye’nin 81 iline Teknosa mağazalarını taşıyan ilk ve tek teknoloji perakendecisi olması ve aynı zamanda her gün yatırımlarımıza devam ederek, dijital kanalda da müşterilerimizi dinleyip, oraya yatırım yapıyor olmamız, bizi gelecekte de bugün olduğu gibi yine güçlü kılmaya devam edecektir kanaatindeyiz.

İnsanların teknolojiye bakışı, kullanması, gidişat nereye doğru diye düşünüyorsunuz?

Bu noktada size aslında kendi küçük bir hikayemden bahsetmek isterim. Bundan 1,5-2 sene kadar önce Karadeniz seyahatimde Ordu mağazasında, mağaza yöneticisi ile beraber mağazayı dolaşırken, iki yaşındaki bir çocuğun eliyle televizyon ekranını bir tabletin ekranını kaydırmaya çalışıyor gibi hareket ettirmeyi denediğini gördük. Tabii ilk anda hiç bir anlam ifade etmeyen bu hareket aslında kısa bir süre içerisinde bizlerde şu gerçeği uyandırdı ki, iki yaşındaki çocuğun bile ilgisini teknoloji son derece çekiyor ve hayalleriyle bütünleştirebiliyor. Onu bir tablet ekranı gibi görüp, aslında gelecekte belki de televizyon ekranlarıyla neler yapılabileceğinin izlenimlerini büyüklere çok rahat verebiliyor. Dolayısıyla bence teknoloji genç ve dinamik nüfuslar için son derece önemli ve gerekli bir faktör.

Farklı sektörlerdeki pek çok Türk markası artık küresel anlamda rekabet edecek güce sahip. Bizler de Teknosa olarak, bu markaların dünyadaki ve avrupadaki başarılarını yakinen takip ediyor ve onlarla gurur duyuyoruz. Nitekim bu markaların birçoğu mağazalarımızda tüketicilerle bu ürünlerini buluşturmaktalar. Ve biz de bu iş birliğinden son derece keyif alıyoruz.

Teknolojide ve aslında her alanda marka olmanın değeri, insanların yaşamına değer katmaktan geçiyor. Böyle baktığınız zaman, bir marka olmanız için o uzmanlığı, güveni, kaliteyi, yakınlığı ve yaygınlığı bütünsel olarak görüp bu şekilde müşterilere yansıtmak gerekiyor. Bizim bu sene başında da reklam projelerimizde söylediğimiz, iletişimimiz şuydu: teknoloji hayatın yerini asla alamaz. Ama teknolojiye ihtiyacınız olan o bazı anlarda Teknosa her zaman yanınızda olur. Dolayısıyla teknoloji bizim hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Elbette ki hayatın kendisi son derece önemli ama teknolojiye ihtiyacımızın olduğu o bazı anlarda, teknolojimizin olması ve teknolojiyi kullanabiliyor olmamız bizler için son derece önemli. Marka stratejileri olarak baktığınızda da, marka stratejinizi müşterilerle nasıl bütünleştirdiğiniz, onların yaşamına değer katacak bir şekilde nasıl bütünleştirdiğiniz son derece önemli ve kritik. Ve biz buna yatırım yapıyoruz, yatırım yapmaya devam ediyor olacağız.

Türkiye’de cep telefonu, tablet gibi ürünlerin de üretimi başladı. Bu konudaki şansımızı nasıl görüyorsunuz?

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de son 2 yılda özellikle, akıllı telefon ve tablet satışlarında çok ciddi bir artış var. Hatta diğer tüm ürün grupları veya birçoğu diyelim, ekonomik koşullara bağlı olarak daralma gösterirken, bu iki ürün grubunun her geçen gün daha da popülerleştiğini ve daha da cirosunu artırdığını gözlemliyoruz.

Bu noktada elbette ki Türk üretici firmaların da yaptığı o kaliteli işler ve ürettikleri ürünler Türk tüketicisiyle farklı platformlarda, yaşamlarına değer katacak bir şekilde buluşmaya devam edecektir, diye düşünüyorum. Kesinlikle arz var, talep var ve bunu karşılayacak olan firmalar da hem dünyada hem de Türkiye’de çok kaliteli işler yaparak ürünlerini tüketicilerle buluşmaya devam ediyorlar. Edeceklerdir diye de düşünüyorum.

 

Türkiye’nin stratejik, lojistik konumu ve genç nüfusu aslında Türkiye için üretimin önemini çok daha artırmakta. Ben özellikle, insana yapılacak yatırım, eğitimlerin düzenlenmesi ve eğitime verilecek önemle birlikte bu konuda ciddi bir atılım içerisine girebileceğimizi düşünüyorum. Devletimiz tarafından yapılacak teşviklerle birlikte, üretim konusunda da geçmişten gelen belki eksiğimizi çok hızlı bir şekilde kapatacağımız kanaatindeyim. Bu konuda da bir Türk vatandaşı olarak geleceğe umutla bakıyorum diyeyim.

Aynı zamanda tasarlayan, üreten bir ülke olmak için neler yapılmalı? Burada aslında gene bir pazarlama konusuna değinebilirsiniz.

Eğitim. Kesinlikle eğitim ve insana yatırım. Hatta bunun, bu projenin, büyük sıçramanın ana konusu da bu olduğu için, biz de kendimizi bunun bir parçası olarak gördük ve olmak istedik Teknosa olarak. Baktığımızda bizim, firma olarak yaptıklarımız kadın için teknolojiyle, 2007’den bu yana 54 ilde yaklaşık 13.000 kadınımıza eğitim vermeye çalıştık, onları yetiştirmeye çalıştık ve bir şekilde teknoloji ile barışık bir hale getirmeye çalıştık. Tabii ki bunu üretim olarak göremezsiniz ama bir yandan da biz bir teknoloji perakendesi olarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Ben Türkiye’de üretimin artacağına gönülden inanıyorum ve destekliyorum. Bunun olması için de eğitimin ve firmaların bu işe daha çok kaynak ayırmasının ve eğitime gerekli önem vermesi gerektiğini düşünüyorum. Devletin de teşviği ile bence bu konuda istenen ve arzulanan yere hızla gelinecektir.

Gelecekte ticaret, teknoloji marketlerini ne kadar etkileyecek? Şu anda e-ticaret teknoloji marketlerinin aslında bugünü de bahsederek anlatabilirsiniz.

Son derece önemli görüyorum e-ticareti aslında. Burada bize son zamanlarda gelen soru hep şu şekilde şekilleniyor, mağazacılık mı, e-ticaret mi? Aslında ikisi de değil, ikisi beraber. Burada baktığımızda, müşteriye o kesintisiz hizmeti verebilmek, gerek yaygın ağınızla istedikleri an o deneyimi yaşatabileceğiniz standlarla onlara ulaşabilmek, ürünlerle ulaşabilmek, deneyim alanlarıyla ulaşabilmek son derece önemli. Bunu yapıyorken aynı zamanda bir alışveriş yapmak istedikleri anda, onlara o Digital Experience’ı, tecrübeyi yaşatabilmek son derece önemli.

Mobil uygulamalara ulaşabilmek son derece önemli. E-ticaret dünyasının bence olmazsa olması aslında mağazacılıkla bütünleşmiş bir Omni Channel kavramı.

Önemli olan müşteriye her yerde, her an istediğinde ulaşabilmek ve ulaşırken de tek bir profille ulaşabilmek. Her yerden o markanın aynı değeriyle ulaşabilmek. Bizim de zaten çabamız buna yönelik. Bugün baktığınızda gerek ülkedeki hatta dünyadaki diyelim, tüm elektronik perakendecileri e-ticaret sitelerine yatırım yaparken ki biz de bu yönde çok ciddi adımlar attık, atmaya devam ediyoruz, geçen seneye göre satışımız iki kattan fazla büyüdü. Aynı zamanda dünyada yer alan o e-ticaret sitelerinin de mağazacılıkla bütünleşmeye çalışıp, mağazacılığa yatırım yapmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bunun ana nedeni, o bütünsel tecrübeyi müşteriye kesintisiz biçimde yaşatabilmek. E-ticaret mi, mağazacılık mı, ben ikisi beraber Omni Channel diyeceğim.

Peki bu konseptin Türkçe bir karşılığı var mı bu? Gerçi açıkladınız çok güzel, anlaşılır bir şekilde. Yoksa tabi ki alabilir ama uluslararası bir konsept.

Türkçeleştirmemiz gerekirse , “çoklu kanal” diyebiliriz. Tüm dünyanın Omni Channel diye yaklaştığı bu kavramı biraz daha açmamız gerekirse aslında, çoklu kanal tecrübesi diyelim. Çoklu kanal tecrübesi de, müşterilerimizin ürünlere ister mağazada, ister Web’te, ister mobil aplikasyonlar aracılığıyla istedikleri yerde, istedikleri an ulaşabilmelerini sağlamak. Tüm firmalar gibi biz de buna yatırım yapıyoruz ve çok yoğun yatırım yapıyoruz. Bugün İstanbul’daki bir mağazadan ödemeyi yapıp, Van’daki bir mağazadan teslimat gerçekleştirebiliyorsunuz ve bunun da gururunu yaşıyoruz. Bunu da yapan yine ilk Türk markalarından bir tanesiyiz. Ve özellikle yaygın ağımızla Omni Channel’la, yani bu çoklu kanalı destekliyor olmakla, tüketicilere her anlamda aynı Teknosa tecrübesini yaşatmak anlamına geliyor bizler için.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mıdır Cemal Bey?

 

Hayır. Teşekkür ederim.

 

Söyleşi Tarihi : Büyük Sıçrama 2014-15

Relatived Posts
Prof. Dr. Reha Civanlar Söyleşisi ( 23 Oct,2015 )
İhsaner Alkım Söyleşisi ( 18 Jul,2017 )
Sinan Orallı Söyleşisi ( 13 Apr,2017 )
Müjdat Altay Söyleşisi ( 18 Jul,2017 )
Prof. Dr. Duran Leblebici Söyleşisi ( 28 Dec,2016 )
Written by